Daha önce alışveriş yaptığınız bir markadan yeniden alışveriş yapmanızı teşvik eden bir mail ya da SMS aldığınız olmuştur. İşte bu çalışmaların hepsi “remarketing” içinde yer alıyor. Hoşunuza giden, sizi harekete geçiren mailleri ve SMS’leri inceleyip siz de buna benzer içeriklerle eski kullanıcıları yeniden sitenize getirebilirsiniz.
Bu yazıda remarketing tanımına, remarketing örneklerine ve retargeting ile arasındaki farklara bakacağız. Aklınıza takılan sorular olursa yazının altındaki bölüme yorum bırakabilirsiniz.
Remarketing Nedir?
Öncelikle remarketing nedir, ona biraz bakalım. Yazının başındaki örnekten de anlayabileceğiniz gibi remarketing, daha önce markanızdan alışveriş yapan ya da mail adresini veren kişilerin karşısına çıkmak olarak özetleyebiliriz. Yani remarketing yapabilmek için önce birilerinin sitenizle etkileşimde bulunması gerek.
Bir adım öncesine gitmek gerekirse; online ürün sattığınız sitenize insanları çekebilmek için reklam verebilir ya da SEO çalışmaları yapabilirsiniz. Organik trafiğinizi arttırmak için SEO rehberimize göz atabilirsiniz. Bir şekilde sitenize ziyaretçiler gelmeye başladıktan sonra satın almayanlar için remarketing çalışması yapabilirsiniz.
Yönteminiz ne olursa olsun sitenize gelen potansiyel müşterilere;
- 1- en iyi ihtimalle ürün satabilirsiniz,
- 2- tekrar bağlantı kurabilmek için mail adreslerini alabilirsiniz,
- 3- hiçbir şey yapmadan gitmelerini izleyebilirsiniz.
Aslında sonuncu için de bir çözüm var: “Retargeting“. Yani kulağa hoş gelmese de e-ticarette her durum için bir çıkış yolu bulabilirsiniz.
Tüm bu kavramlar da zaten genellikle karamsar tabloların ardından ortaya çıkıyor. E-ticarette sitenize gelen 100 kişiden 97’si satın almadan çıkıyor. İş dünyasında başarılı olmanın yolu sadece yeni 100 kişiyi bulmak değil; aynı zamanda o 97 kişiyi geri döndürüp belli bir kısmına satış yapabilmek. Bunu yapabildiğinizde satışlarınızı arttırıp markanızı daha çok insana duyurabilirsiniz.
97 kişiyi siteye geri döndürmek için iyi bir strateji belirlemeniz gerek. Buradaki iyi kavramını ürününüzün ve potansiyel müşterilerinizin özelliklerine göre doldurabilirsiniz. Onlara ne söylerseniz geri dönüp ürününüzü satın alabilirler? Bunun üzerine kafa yorabilirsiniz. Aşağıda da çeşitli örneklere göz attık.
Remarketing Örnekleri
Ürün sattığınız ya da mail adresini aldığınız (kullanıcı sepette bilgilerini girmiş ama ödeme yapmamış olabilir) kişilere sonradan mail yoluyla ulaşabilirsiniz. Bazı kaynaklarda retargeting ve remarketing aynı şey olarak geçse de biz bu yazıda ikisini ayırıyoruz. Remarketingin asıl iletişim yolu emaildir. Retargeting’de ise arama motorlarında ve sosyal medyada gördüğümüz reklamlardır.
- “Sepetinizde bir ürün unuttunuz”,
- “Sepetinizdeki ürünleri 10 TL indirimle satın alın”,
- “Bir sonraki siparişiniz için indirim kodunuz bu mailin içinde”,
- “Bugünkü alışverişinizde kitap ayracı hediye”,
- “3 gün boyunca 3 alana 1 bedava” gibi mailleri remarketinge örnek olarak gösterebiliriz.
Remarketing konusunda başarılı sonuçlara ulaşmak istiyorsanız öncelikle hedef kitlenizi tanımalısınız. Hedef kitleniz kimlerden oluşuyor? Onları satın almaktan alıkoyan etkenler neler? Nasıl bir motivasyona ihtiyaçları var? Bu sorulara yanıt bulduğunuzda başarılı remarketing kampanyası çalışması yürütebilirsiniz.
Tabii ki başarılı bir remarketing kampanyası oluşturmak -tüm pazarlama çalışmalarında olduğu gibi- tecrübe ister. Farklı tarzlarda mailler deneyerek sonuçları gözlemleyebilirsiniz. Bütçenize, sitenizin büyüklüğüne, sattığınız ürün çeşidine göre denemeler yapabilirsiniz.
Rakiplerinizi takip etmek de bu yolda işinizi kolaylaştırabilir. En güçlü rakiplerinizin stratejilerinden ilham alabilirsiniz. Onların sitesinden satın almadan çıkın. Sonrasında gözlem yapın. Size hangi kanallardan ulaşmaya çalışıyorlar? Ürünün hangi yönlerini vurguluyor ya da size nasıl avantajlar sunuyorlar? Bu örnekler üzerinden test edebilirsiniz.
Email marketing için çeşitli yazılımlardan faydalanabilirsiniz. Mailchimp, Omnisend, ActiveCampaign bunlardan bazıları.
Her ürün için aynı remarketing kampanyası çalışmayacaktır. Alanınıza göre farklı cümleler deneyebilirsiniz. Örneğin mobilya satıyorsanız ürünlerinizin kalitesinden ve uzun ömürlülüğünden bahsedebilirsiniz. Sosyal kanıt (social proof) kullanabilirsiniz. Markanıza gelmiş pozitif yorumları ön plana çıkararak siteyi terk eden kişide güven oluşturabilirsiniz.
Genellikle bir ürünü almaktan bizi alıkoyan şey güvendir. Özellikle yeni bir markaysanız ya da isminiz pek bilinmiyorsa kullanıcılar güvenmekte zorlanabilir. Bu çok doğaldır ve biraz çabalamanız gerekir. Influencer marketing, sitedeki ve Google üzerindeki yorumlar çok işinize yarayabilir.
Diğer taraftan fiyatlar da satın alma davranışımızın önüne geçen faktörlerden biri. İndirim kuponu tanımlamak bazı kişileri dönüp ürününüzü almaya teşvik edebilir.
Remarketing ve Retargeting Arasındaki Farklar
Bazı kaynaklarda iki kavram da aynı şey gibi geçse de ayırmakta fayda var. Remarketing, daha önce sitenize gelmiş, belki alışveriş yapmış belki bilgilerini girmiş ama satın almamış kişileri hedeflediğiniz çalışmalardır. Retargetingde ise kişi sitenizi ziyaret eder ve çıkar. Herhangi bir bilgi girmez (mail, adres vb.) ya da satın almaz. Cookieler ya da tracking pixel aracılığıyla ziyaret ettiği diğer sayfalarda sizin reklamlarınızı görür.
Kısacası retargeting siteyi ziyaret edenin karşısına çıkmaktır. Bazı sitelere girdikten sonra ziyaret ettiğiniz diğer sayfalarda incelediğiniz ürünlerin reklamını gördüğünüz muhakkak olmuştur. Bazen sinir bile bozabiliyor. İşte bu müşteri için sinir bozucu çalışmaların genel adı retargeting. Sinir bozucu olsa da daha önce gördüğü ve incelediği ürünleri tekrar hatırlayan kullanıcılar bu reklamlara tıklayıp satın alabiliyor. Bu yüzden de birçok marka bu reklamlara para harcamaya devam ediyor.
Özetlemek gerekirse e-ticarette sitenizi ziyaret edenlerin küçük bir bölümü satın alır. Ziyaret sırasında email adresini bırakanlara veya daha önce ürün satın alanlara tekrar ulaşmanın yolu ise remarketing’dir. Daha önce ürün satın almış ya da sepete kadar gelmiş kişileri ikna ederek onlara satış yapabilirsiniz.
Sattığınız ürünleri, hedef kitlenizi ve onların ürününüzle ilgili duymak istediklerini düşünün. Eminiz markanıza uygun farklı çözümler ve kampanya fikirleri bulacaksınız. Kendi kişisel tecrübelerinizi ya da sorularınızı yorum olarak bırakabilirsiniz.
